16 Aralık 2007 Pazar

Dünya hep birlikte orgazm olacak

60’lı yıllarda bir taraftan, global silahlanma ve savaşa muhalefet sürerken, diğer taraftan genç nüfusun özgürlük ve aşka bakışı değişti. Tüm dünyada yeni ve barışçıl bir manifestonun nakaratı yükselmeye başladı…
Bu nakarat, o kuşağın hayata bakışını anlatmak için kullandığı kısa ama öz bir sözden ibaretti; ‘savaşma seviş!’ O yıllarda tüm dünya gençliğini kucaklayarak yayılan özgür düşünce ve beraberinde getirdiği özgür aşk, özgür seks, özgür hayat gibi kavramlar, günümüzde, post modernizmle birlikte iyi-kötü deformasyona uğrasa da hâlâ varlığını sürdürüyor.
Küresel ısınma ve insan haklarından tutun da, globalleşme ve kapitalizmin götürüp, dejenere ettiklerine kadar, 2000’li yıllarda baş edilmesi gereken toplumsal sorunların sonu yokmuş gibi görünüyor. Bütün bunlarla baş etmek üzere sivil toplum örgütleri kendi paylarına düşeni yapmak konusunda örgütleniyor… Kitlelerin sorunlara gösterdiği tepkiyi, yüksek sesle haykırması görevi de uluslararası kampanyalara düşüyor. İşte bu tür sivil toplum girişimlerinden biri de, ilki geçen sene düzenlenen: ‘Barış İçin Global Orgazm Günü!
Aynı zamanda ‘Çıplak Tanıklık’ adlı savaş karşıtı organizasyonun da kurucusu olan Donna Sheehan ve Paul Reffell’in öncülüğünde gerçekleşen organizasyonun amacı açık ve net; barış, cinsel-sosyal adalet ve global ısınma konularına dikkat çekmek. Üstelik bu örgütlenmeyi gerçekleştirirken araç olarak da çok insani ve doğal bir durumu, yani orgazmı kullanıyorlar. “Orgazm tüm insanların eşleri ya da kendi başlarına yaşayabilecekleri, doğal bir armağan ve herkes için eşit bir durum. Orgazm hepimiz için ortak bir durum olduğundan; ortak barışçıl isteklerimizi göstermek için kullanılacak çok doğru bir yol olabilir.” ‘Global Orgazm Günü’ adı altında gelecek hafta bugün, Greenwich saatine göre saat 06.08 itibarıyla kutlanacak günün anlam ve önemi işte bu cümlelerle tanımlanıyor.
‘BÜYÜK OH DEME GÜNÜ’
Geçen sene gerçekleşen orgazm gününün ana fikri; tüm dünyanın dikkatini Amerikan hükümeti ve İran arasındaki gerginliğe çekmekti. Bu sene de sekronize bir biçimde tüm dünyada kutlanacak. Ama İran, Irak, Filistin, Türkiye ve İsrail gibi ülkeler saat farkı nedeniyle en uzun gecenin sabahını ilk karşılayan ülkeler olacak. Bu durum, dünya barışı mevzu bahis olduğunda, ironik bir mesaj da içermiyor değil hani! ‘The Big Oh Day’ yani ‘Büyük Oh Deme Günü’ olarak da anılan kutlamanın geçen sene en ateşli kenti Madrid olmuş. Zira kutlama anında ‘www.globalorgasm.org’ sitesi kutlama saatinde en çok bu kentten tıklanmış. Bu senkronize seks hareketinin, en büyük etkisi harekete katılması beklenen tüm o insanların aynı anda aynı amaçla yaratacağı pozitif enerji! Bu pozitif düşüncenin içinde; barış, silahsızlanma, uyum, birliktelik gibi kolektif kavramlar da olduğu için bireyler kişisel bir aktivist olarak hareketin içinde yer almış olacak. Bir gün boyunca senkronize olarak ülkelere yayılması beklenen hareketin sonucunda yaşanan orgazmlar; nefret, korku ve şiddet duygularına karşı pozitif birer siper yapacak! Böylece tüm bireylere verilmiş eşit bir hediye olan orgazm hissi, hepimizi etkileyen küresel problemlerin enerji yoluyla çözümüne kaynak oluşturacak.
Toplu orgazm enerjisi
Küresel orgazm neden gerekli?
Princeton Üniversitesi’nde yapılan ‘Global Bilinç Projesi’nin ilham verdiği orgazm günü, tüm dünyada rastlantısal olarak gerçekleşen senkronize olayların maddeyi ve enerjiyi etkilediği fikrinden yola çıkıyor. Kısacası dünya çapında aynı gün içinde yaşanacak orgazmların, dünyayı değiştirebilecek bir enerji yaratabileceğine inanılıyor. Bu hareketin belli başlı 3 ana noktası var.
1- Barış: Manifestonun ilk bölümünü ‘barış’ oluşturuyor. Buna göre orgazm insanın hissedebileceği en yüksek hislerden birisi. Küresel barış için yaşanacak bu orgazmlar, dünyanın daha iyi bir yer olması halinde hayatımızın nasıl da iyiye gideceğini sembolize edecek.
2- Sosyal ve cinsel adalet: Orgazm dünyada kadın-erkek, ırk, din, dil ayırt etmeksizin tüm insanların yaşayabildiği bir şey olduğu için, sosyal adaleti ve çiftler arasındaki uyumu simgeliyor ve cinsel adaleti temsil ediyor.
3-Küresel ısınma: Manifestonun son bölümüyse küresel ısınma. Buna göre; dünyanın gereksiz hırslardan arınmaya ihtiyacı var. İnsanların bir süreliğine bile olsa tüm arzularının sadece tek bir şey üzerinde yoğunlaşması, haliyle dünyadaki canlı yaşamına soluk almak için bir süre tanıyacak. Ortaya çıkacak bu engin enerji boşalması da, küresel ısınmayı körükleyen ve çevreye zarar veren dış etkenlere bir alternatifin var olduğunu sembolize edecek.

Hiç yorum yok: